İstanbul'un Gizemli Hazinesi: Yerebatan Sarnıcı

Yeraltı sarnıçları, insanlığın tarih boyunca su temini ve depolama ihtiyacını karşılamak için kullanılan önemli teknik yapılar arasında yer alır.

Roma İmparatorluğu'ndan Osmanlı İmparatorluğu'na kadar birçok medeniyet tarafından suyun depolanması ve kullanılabilirliğini sağlamak için inşa edilen su depolama sistemleri, hem tarihsel hem de mühendislik açısından, su kaynaklarının korunması ve kurak dönemlerde su ihtiyacının karşılanması için büyük öneme sahipti. Bu nedenle, bu yapılar için suyun temiz kalması, sızıntıların önlenmesi ve suya dayanıklı olmaları kritik bir konuydu.


Bu bağlamda, İstanbul'un büyüleyici tarihi eserlerinden biri olan Yerebatan Sarnıcı, hem tarihsel işlevlerin fiziki yapısı ile hem de yer altı yapılarında su yalıtımının önemini göstermesi ile etkileyici bir örnektir. 
Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’da şehrin su ihtiyacını karşılamak üzere Bizans imparatoru I. Justinianus tarafından 526-527 senelerinde yaptırılmıştır. Kayalık bir zemine oturan, tuğladan inşa edilmiş, 138 x 64,6 m ölçülerinde dikdörtgen planlı, yaklaşık 100.000 ton su depolama kapasitesine sahip bir yapıdır. Üzerindeki tuğla örgülü tonozu taşıyan 336 sütun vardır ve bu sütunların binayı ayakta tutabilmeleri için suya karşı dayanıklı olması gerekmektedir. Bu nedenle sarnıç, yapılardaki su yalıtımının gerekliliğini vurgulayan tarihi belge niteliğindedir.


Yerebatan Sarnıcı'nın sırlarından biri, su yalıtımının inşaatında kritik bir rol oynamasıdır. İstanbul'un yeraltı sarnıcı, suyun sızmasını ve sarnıcın iç kısmının suyla dolmasını engellemek için özenle tasarlanmıştır. Antik dönemlerde, sarnıçların iç yüzeylerinde suya danayım için sıklıkla kullanılan suya dayanıklı malzemeler Yerebatan Sarnıcında da tercih edilmiştir. İç yüzeyler özel Roma çimentosu, sıva, kireç ya da kil gibi suya dayanım sağlayacak özel malzemeler ile kaplanmıştır. 


İstanbul'un Yerebatan Sarnıcı, hem tarihsel hem de mühendislik açısından büyük bir öneme sahip olan gizemli bir yapıdır. Bu sarnıç, su yalıtımının ne kadar kritik olduğunu gösteren canlı bir örnektir. İçerdiği su yalıtımı teknikleri, bu antik sarnıcın zamanla zarar görmemesini sağlamış ve İstanbul'un tarihi bir hazinesi olarak günümüze ulaşmasını sağlamıştır. İstanbul'un bu gizemli yeraltı dünyası, su yalıtımının ne kadar önemli olduğuna dair bir öğreti sunmaktadır.


Kaynakça: wikipedia.org